Çok değil, 15-20 yıllık bir dönem içinde, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki yeniliklerle birlikte bambaşka bir neslin doğuşuna tanık olduk. Her geçen gün, daha da genç bir kuşak iş dünyasının kapılarını aralıyor. Günümüz iş dünyası, kendinden önceki hiçbir nesle benzemeyen bu yeni nesli çözmeye, anlamaya çalışıyor. Bu yazımızda, “Y nesli, internet nesli, Y kuşağı, dijital nesil” gibi adlarla anılan bu kuşağın farklılaşan öğrenme ihtiyaçlarına kısaca göz atacağız.
Y nesline ilişkin bazı gerçekler
Eğer anne babalarınızdan “Ne televizyonu evladım? Biz çocukken radyonun içinde adam arardık!” cümlesini bir kerecik olsun duyduysanız, siz de Y neslinin bir üyesi olabilirsiniz. Farklı kaynaklar Y nesli ile ilgili olarak değişen tarih aralıkları öne sürse de, Y nesli genel olarak 1980 ve sonrasında doğanları içine alıyor. Y nesli kendine güvenen, dürüst, talepkar, isteklerini yüksek sesle dile getirebilen ve her konuda beklentileri yüksek olan bir nesil. Bu durum öğrenme tercihlerinde de kendisini gösteriyor. Araştırma sonuçlarına göre, Y neslinin öğrenme tercihlerini ve öne çıkan özelliklerini aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.
Sadece bilmek yetmez, uygulamaya geçmek gerek.
Teknolojideki hızlı değişimler ve bilgi yoğunluğunun artması, bilgiyi kendi zihinlerinde depolayan bir nesilden daha çok, bilgiye ihtiyaç duyduğu anda ulaşmanın yollarını arayan bir neslin gelişmesine yol açtı. Bu neslin hedefi artık daha fazla ezber bilgiye sahip olmak değil; bilgiye gerektiğinde ulaşmak ve bu bilgi ile hedeflediği sonuçları elde etmek. İşte bu sebeple Y nesli için uygulamak, bilmekten daha önemli.
Beklemeye zerre kadar tahammülüm yok.
Y nesli, gecikmelere ve beklemeye toleransın çok az olduğu, yüksek tempolu bir yaşam anlayışını temsil ediyor. Bu anlayış, bilginin farklı kaynaklardan, eş zamanlı olarak ve hemen ulaşılabildiği bir yapıyı gerektiriyor. Hatta öyle ki, Y nesli bilgiye ulaşmanın kolaylığını, doğru bilgiye ulaşmaktan daha çok sorguluyor.
Deneye yanıla problemleri çözmek benim işim.
Bilgiyi depolamak yerine, bilgiye ihtiyaç anında ulaşmanın ve onu özümsemenin getirdiği bir sonuç olarak, Y nesli problem tabanlı öğrenmeye daha yatkın. Sorunlara mantık ve kurallar çerçevesinde çözüm arayan önceki nesillerden farklı olarak, Y nesli deneye yanıla problem çözmekten hoşlanıyor
Çabuk sıkılırım; dikkatim hemen dağılır.
Araştırmalar Y nesli ile birlikte “dikkat kesilip ders dinleme” döneminin çoktan kapandığını gösteriyor. Öğretmenler dikkat süreleri daha kısa olan bu neslin mensuplarının dikkatlerini toplayabilmek için, dersleri kısa parçacıklar halinde vermeye çalışıyor. Ayrıca, Y nesli klasik sınıf içi ders ortamlarından ziyade, etkileşime daha çok imkân tanıyan öğrenme ortamlarını tercih ediyor.
Aynı anda birden fazla işi yapmaktan zevk alırım.
Ders çalışırken müzik dinlemek ya da çalışırken aynı anda başka şeylerle de ilgilenmek… Birden fazla sayıda işi aynı anda yapmak Y nesli için bir yaşam biçimi.
Eğitimin görsel bir tarafı olmalı ve eğitim beni de içine almalı
.Doğduğu günden itibaren görsel uyaranlarla birlikte büyüyen Y nesli bireyleri için görsellik öğrenme tercihlerinde de kendini gösteriyor. Sadece metin içeren eğitim içerikleri Y nesline göre değil. Buna ek olarak, eğitmenin aktif olduğu sunum tarzı eğitimlerden daha çok, öğrenenin aktif katılımına izin veren eğitim metotları Y neslinin tercihini yansıtıyor.
İzole edilmiş sınıf ortamları değil, aktif işbirlikçi ortamlar tam bana göre
Sosyal medya ağları ile arkadaşlarının yazdığı iletilere yorum bırakan, mobil cihazlarla her an bağlantı halinde olmaktan keyif alan Y neslinin bu tercihleri, öğrenme tercihlerinde de kendini gösteriyor. Sınıf içi, eğitmen odaklı ve tek yönlü öğrenme ortamları yerine tartışmaya, bilgi alışverişine izin veren ortamlara olan ihtiyaç belirgin bir biçimde ortaya çıkıyor.
Bilgiyi paylaşmaktan hoşlanırım.
Şöyle bir düşünün! Düşündüklerimizi defterimize not ettiğimiz günlerden, bunları “tweet” edip anında başkalarıyla paylaşabildiğimiz bir zamana geldik. Bilgi, “kitapta yazılı olan” kalıbından çıkıp, kişilerin aktif katılımıyla oluşturulan ve sürekli gelişen bir yapı haline geldi. Bu bakış açısıyla, Y nesli hem sosyal, hem de içinde kişisel öğrenme fırsatları sunan öğrenme ortamlarını değerli buluyor ve bilgiyi yapılandırabileceği bu tür ortamları tercih ediyor.
Y Nesli ile çalışanlar ne yapmalı?
Y neslinin özellikleri ve öğrenme tercihleri, kurumların eğitim ve insan kaynakları uygulamalarına yeni bir bakış açısı getirmelerini gerekli kılıyor. İşte, Y nesli ile birlikte belirgin hale gelen insan kaynakları ve kurumsal öğrenme ihtiyaçlarına yönelik bazı öneriler:
Referanslar
CNBC tarafından Ekim 2021'de gerçekleştirilen bir ankette teknoloji sektöründeki yöneticilerin %57'si kalifiye çalışan bulmanın bir numaralı endişeleri olduğunu bildirmiş – bu endişe, tedarik zinciri sorunlarından ve siber güvenlik tehditlerinden daha üst sırada yer alıyor.
Çağ değişti. “Eskiden…” ile başlayan cümleleri dikkatli dinlediğimizde ne kadar yol aldığımızı görmemek neredeyse imkânsız. Çağ ile birlikte birçok sektör de değişti. Teknoloji, sanayi, otomotiv, telekomünikasyon ve daha nicesi… Tüm bu değişim ve dönüşümler, eğitim sisteminin değişmesine ve gelişmesine öncülük etti. Bir düşünün, 15 yıl öncesine kadar “mobil eğitim” kavramından bahsedebilir miydik? Elbette edemezdik fakat eğitim platformları hakkında konuşabilirdik. Çünkü mazisi çok daha eskiye dayanıyor. İşte tam da bu noktada, Türkiye’deki ilk e-öğrenme girişimi olan Enocta Platformu hayatına devam ediyor. Günümüzde sadece hayatta kalmak önem arz etmiyor, günün koşullarına uyum sağlamak en önemli konuların başında geliyor. Bu sebeple platform her gün gelişiyor ve çağa uygun olarak şekilleniyor. Kuşkusuz bu değişimleri tetikleyen en önemli unsurların başında ise gelişen teknoloji ve internet yer alıyor.
“Off yine mi eğitim atanmış hem de zorunlu mu?” Eğitim ve gelişim ile ilgilenen kişiler olarak kurumlarınızda bu cümleyi çalışma arkadaşlarınızdan ne kadar sıklıkla duyduğunuzu durup bir düşünün. Sonrasında şunu bir soralım; her eğitim atamasında mı yoksa sadece zorunlu eğitimlerde mi duyuyoruz? Cevabınız hepsi mi? O zaman süreçlerinizi gözden geçirmenizin ve birtakım şeyleri değiştirmenizin zamanı sizce de gelmedi mi?