David J. Schwartz tarafından yapılan bir deney sonucunda ortaya çıkan cam tavan sendromu kavramı, potansiyelinizin önündeki görünmez bir sınırı ifade eder. Kavram daha çok kadın çalışanların kariyerlerindeki engeller için kullanılsa da her cinsiyetten ve yaştan insanda gözlemlenebilir.
Bu yazımızda size cam tavan sendromunun ne olduğunu, nasıl ortaya çıktığını ve nasıl ortadan kaldırılabileceğini anlatacağız. Konu ile ilgili daha fazla bilgi almak için ise Enocta Katalog’da bulunan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği eğitimimizden yararlanabilirsiniz.
Cam tavan sendromu, kişilerin üst düzey pozisyonlara yükselmesini engelleyen görünmez bariyerin bir metaforudur. Bu, çabalarınıza rağmen önünüzdeki fırsatları değerlendiremediğiniz bir durumdur. Üstelik bu durum başarısızlık, deneyim eksikliği ya da yeterince çabalamamış olmanızdan kaynaklanmaz.
Cam tavan çoğunlukla işyerindeki kadınlarla ilişkilendirilir. Terim azınlık gruplar için de kullanılıyor olsa da cinsiyet ve etnik köken konularının ötesine geçmektedir. Bu açıdan çeşitli nedenlerle hayatın her kesiminden insanı etkileyebilir. Örneğin;
Hepsi ideal adaylar gibi görünse de uzun süredir devam eden gelenekler, önyargılar ve “doğru” adayın neye benzediği cam tavan sendromu tarafından engellenmektedir.
Muhtemelen kariyer ilerlemelerinin bu şekilde engellenmesi, kafalarının karışmış, yönünü kaybetmiş, depresif veya izole edilmiş hissetmelerine sebep olabilir. Güvensizlik, öfke veya içerleme hissedebilir ve kendilerinden şüphe etmeye başlayabilirler.
ABD Çalışma Bakanlığı, kadınların ve azınlıkların ilerlemesini engelleyen engellerle ilgili artan endişeye yanıt olarak 1991 yılında Cam Tavan Komisyonu'nu kurmuştur. Ardından yönetim ve yönetici düzeylerinde çeşitliliği artırmak için şirketlerin benimsediği veya üstlenebileceği politikaları ve mevcut engelleri belirlemekle görevlendirilmiştir.
Bunun sonucunda komisyon, nitelikli kadınların ve azınlıkların karar verme pozisyonları için rekabet etme veya kazanma fırsatının reddedildiğini tespit etmiştir. Ayrıca hem çalışanların hem de işverenlerin algılarının genellikle kadınları ve azınlıkları olumsuz bir şekilde ele alan klişeleri içerdiğini bulmuştur.
Cam tavan sendromu genellikle bilinçsiz önyargıların sonucudur. İçgüdüsel, etnik köken, cinsiyet, yaş, cinsel yönelim, sosyal sınıf, din vb. tarafından etkilenir.
Bununla birlikte bazı durumlarda, cam tavanlar kasıtlı olarak ortaya çıkarılır. Bu gibi durumlarda üst pozisyondaki insanlar, bunu kendileri deneyimlemedikleri için cam tavanın var olduğunu inkâr edebilirler. Bunun yanı sıra bunu kabul etmenin konumlarını sarsacağından korkabilirler. Ancak her iki durumda da muhtemelen statükoyu korumak isteyeceklerdir.
Cam uçurum, cam tavan sendromu ile yakından ilişkili bir terimdir ancak başarısızlık olasılığının daha yüksek olduğu kriz zamanlarında kadınların güçlü konumlara terfi etme eğiliminde olduğu bir olguyu ifade eder. Bu; finans, politika, teknoloji ve akademi gibi çok çeşitli alanlarda ortaya çıkabilir.
Cam tavan sendromu, üstesinden gelinmesi zor bir problem gibi görünse de imkânsız değildir. İşte bunu yapmak için üç yol:
Bir cam tavanı kırmadan önce varlığını kabul etmelisiniz. Kültür veya gelenek olarak gizlendiğinde bu zor olabilir. Bununla birlikte kuruluşunuzda var olabileceğini gösteren işaretler vardır:
Farkına varılması gereken ilk şey, cam tavan sendromunun bir kişi veya çalışan olarak değerinizin bir yansıması olmadığıdır. Cam tavan sendromunun doğası, kendinizi bir rolün her talebini karşılayacak şekilde konumlandırmış olsanız bile yine de bu fırsatın reddedileceği anlamına gelir.
Zirveye ulaşmak için yapabileceğiniz bazı eylemler ise şu şekildedir:
Bir yönetici olarak, kuruluşunuzun cam tavanları ortadan kaldırmasına yardımcı olmanız mümkündür. Bu aşamada kurumsal değişimi teşvik etmek için bazı stratejileri kullanabilirsiniz:
Teknolojideki yenilikler ve değişen iş ortamları, proje yöneticilerinin rollerini ve hedeflerini dönüştürüyor. Bu dönüşümle birlikte Project Management Institue (PMI), Project Management Professional (PMP) sertifika sınavının içeriğini bu yılın başında değiştirdi.
Öğrenme şeklimizin kişiliğimize, beynimizin çalışma şekline, bulunduğumuz ortama ve kültüre bağlı olduğunu biliyor muydunuz?
Kişisel liderlik, yaşamın her alanında bireysel olarak bir üst noktaya çıkmamızı sağlayan en önemli yeteneklerden. Bu yeteneğin içinde bulunduğumuz dönemde aldığı kritik hal, hayatımızın direksiyonuna nasıl geçeriz gibi birçok soruya yanıt bulduğumuz webinarımızda, Kemal İslamoğlu bizlerle buluştu.